birgün bir kadın çıkar ortaya
sanki o an gökyüzünden indirilmiştir
öncesini bilen yoktur
o güne kadar nerede saklanmıştır bilinmez...
kah mor, kah kızıla boyattığı kısacık saçlarıdır pek çok kişinin aklında kalan.
ama sesi...
şimdi mikrofonda Umay Umay
bir kadın
önce coca colanın reklam jingle'ında belirir sesi.
kimse bilmez bu afet-i devranı
ve bir anda bir şarkı tutturur dilinde
onu kim kendine hapsetmiştir bilinmez.
ama o bizi kendine hapsetmeyi başarır.
ve birgün ansızın, geldiği gibi gider;
kimbilir belkide hapsolduğu bedenin ardından
...
Kadın adamın avuç içini, adam kadının avuç içini öper karşılıklı, ki bu yüzden bir kadının avuç içlerini öpmek hep aşkın en masum yanlarından gelmiştir bana.
hep garip gelmiştir bana O.
sanki düz bir yolda şarkısını dudak ucuyla fısıldayarak yürüyüp gitmiştir aramızdan.
sanki şarkılarını duysak utanacak, yüzü kızaracaktır.
tok sesi büyülemiştir hep beni
ah; yolun açık ola...
bir gün çalındı tınısı kulağıma,
kimdi, neydi bilmiyordum.
defalarca dinledim ve bir gün ansızın çıktı karşıma
bir tenden bu sesin çıkması mıydı beni kendine hayran bırakan bilmiyorum.
ama şarkısı şarap gibi yıllandıkça güzelleşti
kabul buyurunuz efendim
Sima;
bir şarkı söyledin
belki ilk aşık olmaya başladığım yıllardı
aşk; üç harf ve birkaç adem kızı
canımı yakıyordu söylediğin şarkı.
belki sen masumdun ama her bir aşk izini bırakıp geçiyordu işte
ve geriye sadece senden şu sözler kalıyordu...
bu tene, bu ruha güzel kadınlarda geldi...
ama hiçbiri çok kalmadan gittiler
hiçbir gidene "kal" diyememek belki beceriksizlikti
"unuttum" demek kendime söylediğim en büyük yalandı
arkalarından söylediğim tek bir şarkı,
tıpkı O'na söylediğim gibi
yayınımız burada sona eriyor sayın dinleyici
belki bir daha hiç başlamayacak, bilmiyorum
hoşçakalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bir göz atayım hele neler neler yazmışsın