30 Haziran 2014 Pazartesi

Penisimi Ölçmeye Şerit Metreyle Gel Adamım

Uzuuuun zaman önce ahanda şurada yazmıştım.
Malum millet olarak erkek cinsinin penis boyu egosu.
Kafası hariç 22 cm abi, üstelik damarlı nidaları ile yeri göğü inleten yağız delikanlılarımıza ne yazık ki bir araştırmadan kötü haber var.
Elin oğlu yemeden içmeden kesilip, eline cetveli alıp milletin zikini ölçmüş.



Gerçi bunu Türkiye de nasıl yaptılar halen anlayabilmiş değilim.
Böyle bir çalışmayı bizde yapsalar olası diyalogları düşünemiyorum:

+Profesörün eline verdim lan, ehuhehuhe
+Üfle üfle, ooooh serinledi valla.
+Hocam lütfen, ben bile bu kadar kurcalamıyorum.
+Hocam benimki 12 cm olamaz. Abimin T cetveli var, dur bir koşu onu getireyim evden, tekrar ölçelim.

Velhasıl 14.11 cm penis boyu ortalaması ile Avrupa da orta sıralarda yer alırken habere yorum yapan yurdum insanının "Bizimkileri sünnetli hesaplamışlar, yanlışlık var", "Fransa'da ki Afrika göçmenleri ortalamayı yükseliyor, bunu saymayız" gibi yorumlar "Olabilir mi lan ?" sorusunu da akla getirmiyor değil.
Netice itibarı ile ziki ile övünen erkek milletinin hiçte öyle porno filmlerden fırlamışçasına üç bacaklı olmadığı, penisimizin bir ucu bucağı olduğu tescillenmiş oldu.
Vatana millete hayırlı uğurlu olsun der, bir sonraki ölçüm için bu taraflara da bekleriz :)



18 Haziran 2014 Çarşamba

Düğün Mevsimi

Herşey masamdaki ilk davetiyeyi görmemle başladı:
"Kızımız Verengül ile oğlumuz Çükkafa'nın düğün törenlerinde sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağız"

Anlıyorum bahar ve yaz ayları gelmiş, kanlar kaynamış, hormonlar içten içe "Seviş, seviş" diye tempo tutturmuş. İki insanın yasal sevişme iznine sahip olabilmesini sağlamak bittabi velilerin görevi.
Ve fakat ancaaaaak;
Arkadaş sevişmenize beni canlı şahit yazmanızı anlayamıyorum !

Dikkatimi çeken önemli bir konuya da kısaca değinmek isterim. Eğer davetiyeyi dağıtan kişi kızın babası ise elden vermek yerine masaya bırakmak yönünde bir tercih yapıyor. Ama davetiyeyi dağıtan erkeğin babası ise sırıta sırıta "ahanda bizim oğlanın düğün davetiyesi" diye elime tutuşturuluyor.
Komplo Teorim şu: Erkek babası "Bizim oğlan bu gece bu kıza Richter Ölçeğiyle 8.8 şiddetinde kayacak" yaklaşımıyla pis pis sırıtırken kız babasında bir ezilme duygusu var. Bu yüzden davetiyeyi masaya fırlatıp kaçıyor.
Düğünleri sevmem, sevenleri de sevmem.
Hayır bizde de Amerikanvari düğünler oldu da biz mi sevmedik ? Gelin ve damat evlilik yemini sonrasında ayakta yiyişirken biz mi alkış tutmadık ? Ama gelin görün ki bizdeki "Ankaranın Bağları" ile ortalığı hamam eğlencesine çeviren bol selülitli 60 yaş üstü teyzeleri izlemeye içim elvermiyor.



 Böyle arkadaşlar düğünlerine davet etsinler, canımı yesinler...

"X-Ray düğün salonu çiftimize mutluluklar diler" anonsu ile başlayan, piyanist şantörlerini önce odunla dövüp sonra org tuşlarını sırasıyla kıçına sokmak istediğim, düğün pastasının döner bıçağı ve palalar eşliğinde kesildiği düğünler görmek içimi karartıyor. Hadi pasta işine giriyorsunuz şunları örnek alın be !



Ancak tüm bu sıradanlığın içinde öyle birşey var ki beni benden alıyor. Çıkışta damadı -sırtını hedef almak suretiyle- yumruk manyağı yapmak. Ha fırsat elime geçtiyse tekme tokat giriyorum o hengamede bu da ayrı bir konu.

Satırlarıma burada son verirken masamdaki bir davetiye daha gözüme çarptı. 
Yine bir kız babası...