18 Temmuz 2025 Cuma

Nothing Hill

 Arçibıl: Abi ?

Naber lan kerata ? Geleceğim demiştim sana.

Arçibıl: Abi bıraktın burada, götünü döndün gittin. Valla ayıp ediyorsun.

Yavrucuğum durum böyle değil biliyorsun. Seninle düzeysiz ilişkimize yeni bir boyut kazandırmamız gerekiyordu.

Arçibıl: Abi ne boyutu ya. Tepenin başından üzerine karanlık çökmüş bir şehir seyredip duruyorum. Canım sıkılıyor valla. İnelim aşağı yine birlikte.

Ulan sikik, dur işte burada ! İlle açık açık söylettireceksin.

Arçibıl: ???

Göt herif, sadece uşak değil iç sessin sen. Çocuk yanımsın. Sırf zamanında alamadığın sevgi uğruna, sırf sen sevilesin diye ebem sikildi yıllarca. Şimdi otur bu siktiğimin tepesinde. Ben seni severim. Ulan yıllarca anlamadın değil mi ? Seni korumak uğruna içimden geçildi kaç sefer. Şimdi seni ben besler, ben severim. Güçlü hissediyorum olmadığım kadar. İçimdeki şeytanla anlaştık, O sana dokunmayacak işte. Ben seni ara ara, sık sık ziyaret edeceğim, merak etme. Her gün hatta. Kimse üzmeyecek emin ol. Şimdi uzan şuraya keyfini çıkar hayatın kerata.

Arçibıl: Abim benim.

Sus len zibidi, ağlatacaksın. 

12 Mart 2025 Çarşamba

Büyüdüm

Uzun olmuş yazmayalı... 
Bu blogta kendime dair izler koyduysam da yaşadığım belli süreçlere dair hiç yazmadığımı farkettim. 
Eh madem böyle bir eksiklik var, eh madem bu kadar da ara vermişken bu araya dair şeyler yazalım. Aslında uzun uzadıya bir şey yok. 
Sadece boşandım. 
"Hayat yormuştu, evlilik yomuştu, geçinemiyorduk yeaaa" diye yavşakça geçiştireceğim bir durum değildi. 
Nedenleri bende gizli, ama olması gerekendi. 
...
Sadece boşanmak değil, takip eden 3 aylık dönemde hiç beklemediğim bazı kişilerde gittiler hayatımdan. Bir gökdelenin son katından atlayıp asfalta çarpana kadar yaşamak kadar yorucu ve gergindi. 
Velhasıl-ı kelam sevgili bunu okuyacak olan zat-ı şahane: "Götüm yere bombeli ve şahane çarptı". 
Acıyı hissettim ki zaten bekliyordum. Sonra kalktım, üstümü başımı silkeledim. Kıyafetlerimi değiştirip yürümeye başladım yine.
Bir süre kabuğumdaydım aslında, kimsenin de haberi yoktu.
Bir gün peder bey ile konuşma durumu hasıl oldu -ki kendisi aylar önce bana karşı sağlam bir atraksiyon yapmış ve neticesinde bana koca bir "Siktir git bu evden" çekmişti- ve anlattım durumu.
İşin kara komedi kısmı bir de onu teselli etmek oldu.
Ulan beni niye kimse teselli etmedi amına koyayım demedim, diyemedim.
Tek hissettiğim büyüdüğümdü. Öyle ki babanı bile karşına alıp sakinleştirecek ve teselli verecek kadar.
...

 İyiyim artık, düzgün nefes alışlarım.

6 Eylül 2024 Cuma

Karalamalar - 5

 Hatırlıyor musun ?

Gök kubbenin altında, göğün yedinci katındaydık o zamanlar.

İki çıplak ten, iki aptal aşık...

Tanrı buyruğuna karşı geliyorduk da, cezamıza peşinen razı oluyorduk. Başın göğsümde, ayakların benimkilerin üzerinde bekleşiyorduk... 

"Karanlık" dedim sana, "karanlık çökecek, hissediyorum".

Hani anlatamadığım, anlamlandıramadığın karanlık.

Çöktü !

Unutmaya çalıştığım bataklıklardayım şimdi, karanlık uzadıkça uzuyor...

Belki sonsuza değin !

17 Ağustos 2024 Cumartesi

Götümden Anılar 1

 "Eeeeehhh sikerim böyle sesi" ile başlayan bir girişti bizimkisi...

Sonrası uzun uzadıya arama. İlk karşılaşma, ilk bakış ve ilk karar verme.

Hayatın anlamı neydi diye sormalıydık belki, belki de buna geç kalmıştık.

Denizin ortasında bir yerlerde, üstelik gecenin bir körü beynimi sikmesen her şey farklı olabilirdi.

Yorgundum,

Depresiftim,

ve hayataydı kızgınlığım, kişisel algılama.

Çok düşündüm...

O kadar git gel yaşadım, vazgeçmeye yakındım hatta.

Ama o son melodin yok mu !

Şimdi sen bir balığın midesine gideceksin. O balık seni sindirip sıçacak. Belki besin zincirinde element olarak başlayacaksın hayata.

Cırcır böceği, böyle olmamalıydı... 

25 Temmuz 2024 Perşembe

Karalamalar - 4

Sene 1798, hatırlar mısın bilmem Arçibıl.. 
Fransa'da o koduğumun köyüne hakim tepede, çimlerin üzerine oturmuş sigara içiyorduk. O zamanlar henüz sigara paketlerinin hepsi kararmamış ve tekdüze değildi. 
Sanki yağmur sonrası açan bir güneş vardı ve bacalardan duman tüttüğüne göre soğuk bir hava. Öyle ya henüz doğal gaz gelmemişti köye.
 Devrimin sonlarına doğru, askerden kaçmış, ormanda ot yiyip masturbasyon yapıyorduk. Basılı seks mecmuaları henüz icat edilmediğinden köylü kızların kıçlarını hayal ediyorduk...Kimbilir, belki de hayal gücümüzün genişliği bu yüzdendir. 
... 
Sonrasını bilmiyorum... Ben geldiğimde o gitmişti. Büyük, havuzu olan bir bahçede gördüm onu. Yüzündeki kirler silinmiş, ruhundaki avamlık örtülmeye çalışılmıştı. Kaçarı yok, soylu olacaktı. İşte O bu kadarını bildi hep. 
Sonrası. ..
Bir gece elinden tuttum ve ormana doğru kaçtık. Peşimizde köpekler ve soylular. Ormandaydık sonra, ne kadar kaldık, ne kadar yaşadık bilmiyorum. Bildiğim köylü kızların kıçlarını hayal etmeleri bırakmıştım. Sonra öldüm, öldük. 
İkinci hayatımızda böyle sonlandı. 
... 
Kimsenin okumadığı bir yerde yazmanın en güzel yanı ne biliyor musun Arçibıl ? Kendinin kendine kalması. 
Dağılabiliriz şimdi !

9 Temmuz 2024 Salı

Karalamalar - 3

+ Nabız alabiliyor musunuz ?

- Nabzı zayıf hastanın.

+ Soluk alışverişi ?

- Belli belirsiz, belki oksijen takviyesi....

+ Öneriniz nedir ?

- Hortumu götüne sokalım.

+ Doktor olduğunuza emin misiniz ?

- Yoo, buradan geçerken gördüm, meraktan geldim. Ya siz ? Hastanın yakını mısınız ?

+ Hasta mı var ?

- Kafandaki huni, değil mi ?

...

Arçibıl: Deliriyoruz, farkındasın değil mi abicim ?

Nefes aldıkça götümüze her daim sokulacak bir hortum vardır Arçibıl.

- Siz kimsiniz ?

Arçibıl: Bilader bir siktir olup gider misiniz rica etsem ?

+ Terbiyeli olsana dalyarak !

Arçibıl'aa laf söyleyen denyolar, o hortumu saniyesinde götünüze ve ağzınıza senkron sokar, götten nefes alma tabirine yeni bir boyut katar, double penetrationu bir de böyle denetirim.

Siktirtmeyin belanızı !

Sikelim mi belamızı !

Sikelim, hayatımızı...



3 Nisan 2024 Çarşamba

Bu yazının bir başlığı yok !

 Neler, neler, neler oldu bir bilsen...

Keşke azıcık olsa görebilsem, konuşabilseydim seninle.

Sonsuz bir hiçliğe, sensizliğin ortasına düştüm. Keşke demeden ne çok pişmanlık cümlesi kurdum.

Seni karanlığa mahkum etmek aptallıktı, yeni yeni anlıyorum.

Yine çıkıp gelsen, zevzeklik yapsan keşke. Ölüyorum lan, anla ölüyorum.

Hani bir ağlasam, hani bir dertlensem, hani bir yas tutsam; bir çağın başlangıcından kapanışına kadar.

Neredesin be, çık artık !

Arçibıl: Abi.

Of be oğlum, ne özledim seni.  Seni gömdüğüm karanlığı unuttum. Toprağı ellerimle kazdım, ellerim kanadı, toprak kanadı. Ama sen nasıl ?

Arçibıl: İlk başladığımız yerdeyiz abi. Dinlen. Yaralarımız iyileşsin.

2 Şubat 2024 Cuma

Sen şimdi...

Kendini önemsemezsin bilirim. 
"Ne var ki bunda" der geçersin belki. 
Küçük bir operasyon demişsin. Demişsin de seni sensiz yaşayanın içinde bir gariplik işte. 
Sen iyi ol hep. 
Keşke uyanınca ilk görebildiğin olsaydım bugün. 
Yara izlerinden ve alnından öpüyorum.

19 Ocak 2024 Cuma

Karalamalar - 2

Zeus Olympos dağında sinirle asasını yere vurdukça şimşekler çakıyordu kainatta, biz seninle yeryüzünün dokuzuncu katında ten tene kavuşup bir oluyorduk.

Bilmiyorduk tanrıların, hayatın ve insanların iç çekişlerini,

Belki de bilmek istemiyorduk.


Ah Helen !

Ah minyonum, sırnaşık kedim, sevgilim.

Ah yaralarını öpmeye doyamadığım.


Boş bir mezarda sırt üstü yatıyorum şimdi. "Yaşıyorum" oyunu oynuyor, öleceğim günü bekliyorum.

Hani üzerime tonlarca toprak atılsa, hani tüm yanardağlar patlayıp lavlarını akıtsa, sesim çıkmadan ölecek gibiyim.

Hani "Yer yarılsa", hani "Gök delinse de kaybolsam", bugünlerde sık sık söylediğim.

Yaşıyorum ama sensizim.




9 Ocak 2024 Salı

Karalamalar - 1

Duymak isteyip duyamadıklarımız mı yakıyor canımızı,

Yoksa söyleyemediklerimiz mi ?

Her iki durumda da yoksun.

Huzursuzum,

Huysuzum...


Bir meyve uğruna yorma beni sevgilim,

Ben Adem değilim * 

 



*Huzur içinde uyu Cüneyt.

Yazdıklarının üzerine asla ekleme yapılamayacağından eminim.