31 Ocak 2013 Perşembe

Otobüsler Üzerine

Giriş Notu: Hayatımın önemli bir parçası gibiydi hep seyahatler, bir şehirden bir başka şehire. Uçak yolculuklarının -aslında bilet fiyatlarının ucuzlaması kastedilmektedir- bu denli revaçta olmadığı dönemlerde sık sık seyahat ederdim otobüsle. Ve bu eski dostla hala sıkı bir bağımız vardır. 

Hareket problemlerinin atasıydı A şehrinden B şehrine giden otobüsler. A şehrinden kalkar durmaksızın 60 km/saat yada 80 km/saat sabir hızla ilerleyip B şehrine varırlardı. Arada bir diğer otobüsle nerede karşılaşacakları sorulurdu, o da hep muammaydı bizim için.

Oysa problem hiçte düşünüldüğü kadar kolay değildi. Hangi otobüs terminalden 80 km hızla fırlar yada diğer terminale aynı hızla girerdi ki ? Kaldı ki hız sınırı getirilene kadar benim gördüğüm hiçbir şoför 80 km ile otobüs kullanacak kadar yavaş değildi. Ayrıca hangi otobüs mola vermeden bir şehirden bir başka şehire giderdi ki ? Mola yerlerinde yapılan anonslar "Şakşak Turizmin yavşak yolcuları" geyiğine ne de meze olmuştu bir zamanlar. Kaldı ki mola yerlerinden hareket edilecekken hep gelmeyen bir yolcu olur, muavin yolcu avına çıkardı.
Problemlerin bize anlatmadığı çok şey vardı. Bu arabaların yakıtı, yağı, suyu vs. Tüm bu masraflar gözardı edilir sürekli A şehri ile B şehri arasında mekik dokutturulurdu. Hem çalışanlara yazık değil miydi, köle miydi bu insanlar iki şehir arasında ?

 Muavinlerden bahsedilmezdi mesela problemlerde, ama muavinler oldum olası problemdi gözümde. "Beyefendi sizi arka tarafa alalım" diye başlayan çok cümle duyup kavga etmişliğim vardır bu meslek grubu çalışanlarıyla. Her yolculuğa "Otobüsümüze hoşgeldiniz, bizi sizler var ettiniz" ile başlayıp "Bir ihtiyacınız olursa yukarıdaki kırmızı ışığa yada 15 dakikada bir yapacaım kontrollerde bana bildiriniz" diyen bu arkadaşlar, bırakın 15 dakikayı yaptıkları ilk servisten sonra dönüp size bakmazlar, üstüne üstlük gece boyu da fosur fosur uyurlardı. Ekstra su istediğinizde size düşman gibi bakarlar, "al zıkkım iç" bakışıyla size bir bardak suyu zehir ederlerdi. E hani sizi biz var etmiştik, şimdi ne oldu ? Neyse!
Birde "Bayan yanı" muamması vardı hep. Bir erkek için bu durum "Oooo Yeah" kıvamındayken, kadın ve otobüsteki diğer yolcu ve personel için namus meselesine dönebiliyordu. Sanırım otobüste geçen seks hikayelerine kendimizi çok inandırmıştık. Yanımıza bir bayan düşünce gece boyu limitsiz seks aklımızdan çıkmazken, yanımıza düşen bir bayan bizi potansiyel "Nuri Alço" belliyordu.
Ama tüm bunlar hikayelerde kaldı. Hiçbir otobüste sevişmişliğimiz olmadı; cama kafamızı dayayıp otobüste gözümüze kestirdiğimiz cıvırla seviştiğimizi düşünürken olduğumuz ereksiyonları saymazsak. 

Son Not: Şimdi hala o otobüsün A şehrinden B şehrine kaç saatte gittiğini merak ediyor musunuz ? 

1 yorum:

  1. hakikaten yaa bayanla erkeğin otobüste yan yana gitmesindeki mahsuru hala çözebilmiş değilim ?
    A şehriyle B şehri arasındaki mesafelerse hep gıcık etmiştir beni ne kadar zamanda giderse gitsin :)

    YanıtlaSil

Bir göz atayım hele neler neler yazmışsın